Statik projelendirme, bir yapının veya yapının taşıyıcı sisteminin, yüklerin etkisi altında mekanik olarak istikrarlı ve güvenli bir şekilde çalışmasını sağlamak amacıyla yapının statik hesaplarının yapılması ve projelendirilmesi sürecini ifade eder. Statik projelendirme, mühendislik alanında önemli bir aşamadır ve inşaat, yapısal mühendislik, mimarlık ve benzeri disiplinlerde kullanılır.
Statik projelendirme aşamaları aşağıdaki gibi özetlenebilir:
→ Yük Hesapları: İlk adım, yapının üzerine etki eden yüklerin belirlenmesidir. Bu yükler, ölü yükler (kalıcı yükler), canlı yükler (geçici yükler), rüzgar yükleri, deprem yükleri ve kar yükleri gibi çeşitli faktörlere bağlı olarak hesaplanır.
→ Taşıyıcı Sistem Tasarımı: Yapının taşıyıcı sistemi (kolonlar, kirişler, döşemeler, çerçeveler vb.) belirlenir. Bu aşamada, yapıya etki eden yüklerin taşınması için gerekli elemanların boyutları ve konumları hesaplanır.
→ Statik Hesaplar: Taşıyıcı sistem tasarlandıktan sonra, bu sistemin yük altında nasıl davranacağı hesaplanır. Bu hesaplamalar, dengenin sağlanması, gerilmelerin kabul edilebilir seviyelerde olması ve deformasyonların kontrol edilmesi gibi faktörleri içerir.
→ Malzeme Seçimi: Statik projelendirme aşamasında kullanılacak malzemelerin türleri ve özellikleri seçilir. Bu, çelik profil kesitlerinin seçimi gibi konuları içerir.
→ Detaylandırma: Yapının detayları, bağlantılar, temel tasarımı gibi ayrıntılar belirlenir ve çizimlerle dokümantasyon yapılır.
→ Rapor ve Dokümantasyon: Statik projelendirme sonuçları ve tasarım detayları bir rapor halinde düzenlenir ve üniversite onayına sunulur. Bu rapor, üretim-montaj sürecinde ve denetim aşamalarında kullanılır.
Statik projelendirme, yapının güvenli ve istikrarlı bir şekilde gerçekleştirilmesini sağlar. Projelendirme süreci yerel yapı normlarına, euro kodlara ve güvenlik standartlarına uygun olarak gerçekleştirilmelidir.